Klinik Psikolog Melike Şimşek “Bağımlılık Sorunu Olan Bireylerde Motivasyonel Görüşme”

Projemizin sürdürülebilir çıktılarının tanıtılması ve yaygınlaştırılması amacıyla gerçekleştirdiğimiz çoğaltıcı etkinlik İstanbul Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşti. Etkinliğe; proje ortakları, öğrenciler ile birlikte birbirinden kıymetli isimler katıldı. Uzman Klinik Psikolog Melike Şimşek de bu isimler arasındaydı. “Bağımlılık Sorunu Olan Bireylerde Motivasyonel Görüşme” başlıklı çalışmasını sunan Şimşek; ilk olarak bu alan ile tanışma hikayesini anlattı.

“Yaklaşık 7-8 yıl önce bağımlılık alanında çalıştım. Ve aldığım en önemli eğitimlerden biri “Motivasyonel Görüşme Tekniği” olmuştu. Sonrasında aslında bu görüşme tekniğinin sadece bağımlı danışanlarla ya da aileleriyle çalışırken değil benim kendi hayatımda da çok kolaylaştırıcı olduğunu fark ettim. Çünkü aslında bu görüşme tekniği tam olarak ambivalans dediğimiz ikilem yaşadığımız durumları çözümlemek için kullanılan bir teknik. Ve bunun işimize yarayacak tarafını keşfedip, değerlendirmemiz önem arz ediyor. Dolayısıyla benim de hayatımda arada kaldığım, işte duygular- kararlar- düşünceler vardı. Bunlarda işe yaradığını görünce bu teknikten ilerlemek istedim. Türkiye’deki motivasyonel eğitmenlerden biri oldum. Bununla ilgili şuan eğitimler veriyorum.”

Sözleri ile bu teknik ile tanışma hikayesini anlatmış; bu tekniğin kişisel yaşamında da oldukça etkili olduğunu vurgulamıştır. Konuşmasının ilerleyen bölümünde motivasyonel görüşme tekniğinin temel ilkelerini madde bağımlılığı kapsamında şu sözlerle ele almıştır:

“Hangi tekniği kullanırsak kullanalım ihtiyacımız olan bazı şeyler var. Sosyal hizmet uzmanı için de bu geçerli, iyileşme danışmanı dediğimiz eski bağımlılar için de geçerli. Psikologlar için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Yani bağımlı danışanlar ile görüşme yapan herkes için bunun geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan bir tanesi ‘empatik atmosfer’. Empati, gerçekten karşı tarafı anladığımızı hissettirmektir. Evet belki onun yaşadığı şeyleri anlamamız çok zor. Belki birebir bunları deneyimlemedik. Ama en azından onun orada hissettiği acıyı ya da o duyguyu her neyse onu anlayıp danışana yansıtmamız gerekiyor ancak böyle empatik bir atmosfer oluştururuz. Yine bağımlılıkta ihtiyacımız olan ikinci şey; işbirliği yani biz danışanla aslında bir yola çıkıyoruz. Hatta motivasyonel görüşme ekseninden anlatmak gerekirse görüşmede hiyerarşik bir durum söz konusu değil. Ben uzmanım işte danışanda benim bilgilerimden yararlanmaya gelmiş değil. İkimiz birlikte onun için işe yarayacak yolları keşfetmeye çıkıyoruz. Bunun için de yan yana yürümemiz gerekiyor. Bizde verdiğimiz mesajların anlaşılmasını istiyoruz ancak böyle iyi bir görüşme sağlanabilsin. Üçüncü ilkemiz ise destekleme. Yine motivasyon açısından baktığımızda bağımlılık çalışırken bardağın dolu tarafından bakmak gerekiyor. Yani bu kişi bu zamana kadar neyi yapamamış değil de neleri başarmış? İyileşme yolunda bunları tekrar nasıl başarabilir? Bunları görmek gerekiyor. Dördüncü ilkemiz sorumluluk vermek. Bağımlılık açısından düşündüğümüzde bu kişilerin maalesef  ailelerinin onlar adına bazı sorumlulukları aldığını dolayısıyla iyileşmenin ve tedavinin sorumluluğunu almadıklarını görüyoruz. Artık bu noktadan sonra kendi hayatının sorumluluğunu alması gerekiyor. Ve son ilkemiz değişim. Bütün çabalarımızın bizi bir davranış değişikliğine götürmesini bekliyoruz. Bağımlılıkta da bu kullanımı bırakmak anlamına geliyor. İşte tüm bu ilkeleri hassasiyetler gerçekleştirmek oldukça önem arz ediyor.

Sözleri ile motivasyonel görüşme tekniğinin beş ilkesini dile getirmiş bu beş ilkenin özellikle bağımlı danışanlar açısından oldukça önemli olduğunu belirtmiştir. Son olarak neler yapılmalı? Sorusu üzerine eğilmiş; yapılacak en önemli şeyin; ébağımlı danışanların etiketten ibaret olmadıklarını göstermek’ olduğunu şu sözlerle dile getirmiştir:

“Bu süreç, ‘bir kereden bir şey olmaz’ basamağı ile başlayan sonra işte bir daha asla ile devam eden ‘ben bağımlı olmam’ şeklinde kişinin kendini kandırmasıyla ilerleyen bir süreçtir. Bunun son aşaması ise ‘bıraktım, bir daha başlamam’ aşamasıdır. Yani bizim aslında motivasyonel çalışmaları da bu noktada tutmamız gerekiyor. Yani buradan dışarıya bir çıkış kapısı açmayacağız. Çünkü tekrar riski her zaman var. ‘bıraktım ve yeniden başlamam’ dolayısıyla onun motivasyonunu kaybetmemesi için neler yapmalıyız? Karşısına çıkacak risklerin önünü nasıl alabiliriz? İşte kendini test etmesi için kullanan arkadaşlarıyla bir araya geldiğinde onlara hayır diyebilmesini nasıl sağlayabiliriz? Bu noktada bütün çalışmalar gerçekleşiyor. Yani burada aslında madde kullanan bireylerin yaşadığı, maruz kaldığı etiketlenmeleri çalışmak, onları desteklemek, sadece o etiketlerden ibaret olmadıklarını göstermek iyileşme sürecini hızlandırıyor” 

Sözleri ile bağımlılık sürecini dile getirmiş ve özellikle bağımlı danışanlara hayatlarındaki başarı noktalarını sıkça vurgulanması gerektiğinin altını çizmiştir.